Hermann Hesse'den ...
Acılar,
gerçekte çektiğimiz acılardan gurur duymalıyız. Her acı bize yüksek bir aşamada bulunduğumuzu hatırlatır. Aslında insanların çoğunluğu, yüzmesini öğrenmeden yüzmek istemezler. Zira, karada yaşamak için yaradılmışlardır, suda değil. İnsanların çoğu düşünmekte istemezler, buda doğal. Çünkü yaşamak için yaradılmışlardır, düşünmek için değil. Ancak, hem karada yaşayabilir, hemde yüzmeyi öğrenebiliriz, hem yaşayabilir, hemde düşünebiliriz. Asla bir engelimiz yok. Hatta daha ileri bir noktaya ulaşırız, gün gelip suda da boğulmayız.:-) (Bozkırkurdu)
Kendinden emin düşüncelere ve serinkanlılığa sahip olmak,
kendinden emin bilgilere sahip olmak,
her türlü büyüklük hırsından uzak, sivrilip, parlayıp ün salmak, karşısındakini ikna etmek yada haklı çıkmak gibi isteklere içinde yer vermeyen kişiler gerçek aydın kişilerdir ki, zaten onlar başkalarından çoook fazla düşüncelerle yoğrulmuşlardır.
çağımızdaki bütün o işgüzarlıklar, o bencillikler, açgözlü çabalar, kendini beğenmişlikler, her konuda sığlıklar, soytarılıklar ... İnsanlığın yüceliğine yönelik, büyüklüğüne yönelik, kalıcılığına yönelik yaklaşımlar görememek... Şan ve şöhret adına yapılanları gördükçe, daha da bir acının şiddetinin artması...
İnsanın kendini sevemeden, başkasını, başkalarını, başka canlıları sevemeyeceği...Nefretin bencillikle eşdeğer olduğu. Sonuç; soyutlanmışlık ve umarsızlık değil mi? (Bozkırkurdu)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder