12 Aralık 2013 Perşembe

Kendimizi nasıl yetiştirelim?

untitled


Bugüne kadar okuduğum güzel kitaplar listesine eklediğim bir kitap. Ellerine sağlık yazarımızın.

İçinde yer alan kendimizi tanıyor muyuz? sorularına ilaveler de yapabiliriz. Yılda bir güncellemekte fayda var diye düşünüyorum. VAKİT KAYBETMEDEN OKUMALI VE SORULARI cevaplandırmalı ki, Hayırlarımız üzerinde biraz düşünelim.... çalışalım...






























































































































KENDİMİZİ TANIYOR MUYUZ?EVET HAYIR 
1.  Kendinizi iyi tanıyor musunuz?                      
2.  Niçin yaşadığınızı biliyor musunuz?                     
3.  Hayatta istediğiniz yerde misiniz?                         
4.  Eksikliklerinizi tamamlamak için, ciddî bir çabanız var mı?                                    
5.  Yaptığınız işte, aranan bir insan mısınız?          
6.  Öğrenci iseniz, okul hayatınız düzenli ve sıkıntısız yürüyor mu?                                 
7.  Başarı için motive olduğunuza inanıyor musunuz?  
8.  Geleceğinize ümitle bakıyor musunuz?            
9.  Çabucak kırmayan, kızmayan, iradeli ve sabırlı bir insan mısınız?                                                
10.  Günlük koşuşturmaların dağınıklığından ve stresinden korunabiliyor musunuz?                          
11.  Karşınıza çıkan problemleri zorlanmadan, tek başınıza çözebiliyor musunuz?                           
12.  Moral dünyanız ve inancınız, sizi yanlışlardan koruyabilecek kadar güçlü mü?                   
13.  Candan dostlarınız ve emin bir çevreniz var mı?  
14.  Düzenli bir hayat anlayışınız var mı?                
 15.  Uykunuzu kontrol edebiliyor musunuz?              
16.  Zararlı alışkanlıklardan yeteri kadar uzak durduğunuza inanıyor musunuz?            
17.  Günlük hayatınızda stresten ve vesveseden kolayca uzaklaşabiliyor musunuz?                           
18. Düzenli bir kitap okuma alışkanlığınız var mı?    
19.  Sağlıklı yaşamın inceliklerini biliyor musunuz?      
20.  Ailenizde huzurlu bir ortam oluşturmak için, mutluluk sırlarını biliyor ve uyguluyor musunuz?                                  
21.  Çocuk yetiştirme konusunda yeterli olduğunuza inanıyor musunuz?                                                     
22.  Elde ettiğiniz imkânları yeterli görüyor musunuz?  
23.  Kendinizi yetiştirmeye ve geliştirmeye ihtiyacınız var mı?                                             

Kutadgu Bilig'den

Söz ağızda iken, sahibinin esiridir, ağızdan çıktıktan sonra sahibi onun esiri olur.

Yalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül bağlama, fayda görmezse sana düşman olur, ondan vazgeç.
Allah'a sığın, onun emrine itaatsizlik etme.
Akıl süsü dil, dil süsü sözdür.
Daima iyilik yap ki, kendinde iyilik bul.

İyiliklere yelken açabilmek umuduyla....
Kendimizi nasıl yetiştirelim?

Bugüne kadar okuduğum güzel kitaplar listesine eklediğim bir kitap. Ellerine sağlık yazarımızın.

İçinde yer alan kendimizi tanıyor muyuz? sorularına ilaveler de yapabiliriz. Yılda bir güncellemekte fayda var diye düşünüyorum. VAKİT KAYBETMEDEN OKUMALI VE SORULARI cevaplandırmalı ki, Hayırlarımız üzerinde biraz düşünelim.... çalışalım...
KENDİMİZİ TANIYOR MUYUZ?EVET HAYIR 
1.  Kendinizi iyi tanıyor musunuz?                      
2.  Niçin yaşadığınızı biliyor musunuz?                     
3.  Hayatta istediğiniz yerde misiniz?                         
4.  Eksikliklerinizi tamamlamak için, ciddî bir çabanız var mı?                                    
5.  Yaptığınız işte, aranan bir insan mısınız?          
6.  Öğrenci iseniz, okul hayatınız düzenli ve sıkıntısız yürüyor mu?                                 
7.  Başarı için motive olduğunuza inanıyor musunuz?  
8.  Geleceğinize ümitle bakıyor musunuz?            
9.  Çabucak kırmayan, kızmayan, iradeli ve sabırlı bir insan mısınız?                                                
10.  Günlük koşuşturmaların dağınıklığından ve stresinden korunabiliyor musunuz?                          
11.  Karşınıza çıkan problemleri zorlanmadan, tek başınıza çözebiliyor musunuz?                           
12.  Moral dünyanız ve inancınız, sizi yanlışlardan koruyabilecek kadar güçlü mü?                   
13.  Candan dostlarınız ve emin bir çevreniz var mı?  
14.  Düzenli bir hayat anlayışınız var mı?                
 15.  Uykunuzu kontrol edebiliyor musunuz?              
16.  Zararlı alışkanlıklardan yeteri kadar uzak durduğunuza inanıyor musunuz?            
17.  Günlük hayatınızda stresten ve vesveseden kolayca uzaklaşabiliyor musunuz?                           
18. Düzenli bir kitap okuma alışkanlığınız var mı?    
19.  Sağlıklı yaşamın inceliklerini biliyor musunuz?      
20.  Ailenizde huzurlu bir ortam oluşturmak için, mutluluk sırlarını biliyor ve uyguluyor musunuz?                                  
21.  Çocuk yetiştirme konusunda yeterli olduğunuza inanıyor musunuz?                                                     
22.  Elde ettiğiniz imkânları yeterli görüyor musunuz?  
23.  Kendinizi yetiştirmeye ve geliştirmeye ihtiyacınız var mı?                                             
Kutadgu Bilig'den

Söz ağızda iken, sahibinin esiridir, ağızdan çıktıktan sonra sahibi onun esiri olur.
Yalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül bağlama, fayda görmezse sana düşman olur, ondan vazgeç.
Allah'a sığın, onun emrine itaatsizlik etme.
Akıl süsü dil, dil süsü sözdür.
Daima iyilik yap ki, kendinde iyilik bul.

İyiliklere yelken açabilmek umuduyla....

Yaşamak bu kadar zor olmamalı...

Çağa ayak uyduramamak, zamana uyamamak, gündemi yakalayamamak, teknolojiyi takip edememek, bugüne gelememek, dünde kalmak,

Bu dünyaya gelme nedenlerimiz varken, kendimizi daha tam olarak tanıyamadan, yaşamaya çalışırken yaşadıklarımız.

Psikoloji bilmeli her insan,
Matematik bilmeli her insan,
İktisat bilmeli,
Edebiyat bilmeli,
Hukuk bilmeli,
Teknolojiyi  vs. takip etmeli her insan,,,,

Önce insanı tanımalı diye başlayarak söze, daha da uzayabilir bu yazı. Sadece içimden geldi. Yaşadıklarımız bize bu kadar acı vermemeli,
ruhumuz bu kadar yara almamalı,
insanların yüz ifadeleri mutluluğu yansıtmalı,
hırsı, kibiri, tedirginliği değil...

Mutlulukla...

4 Aralık 2013 Çarşamba

Zeminimiz de ne var?


Toprak zemin de neler neler yetişir. Toprağınızın cinsine göre, killi, kumlu, kireçli yada humuslu diye öğretmişlerdi ilkokulda.


Ağaç da dikilir, her altı ayda yada yılda bir, üründe alınır, binlerce, milyonlarca canlı da beslenir. Ürün kapasitenizde toprağınızın cinsine göre değişir. Olmadı nadasa (dinlenmeye) bırakır bir sonraki yıl daha fazla ürün almayı hedeflersin.


Sonuçta beklersin, neyi mi? kazanmayı...


Ne ekersen de, onu biçersin...


Derken....

Önemli olan nitelikli insan sayısını arttırmak derken....

Nereden başlamalıyız diye düşünürken,
Tek bir yerden, değil hep bir yerden diye yazmak geldi içimden. Tek bir koldan değil, hep bir koldan.
Çok güzel geldi sonrada  kulağıma. Bireysel değil, toplumsal kalkınma. Yıllardan beri yapılmaya çalışılan bireysel gelişim eğitimleri ve kitaplarının yadsınamaz gerçeği. Farklı düşünmeye sevk ediyor. Okudukça, ya evet doğru ancak bunu başka nasıl yapabiliriz diye düşündürmesi. Teşekkürler kendimi tanımamızı sağlayanlara,  tüm yazarlara, eğitmenlere, üzerimizde virgül kadar katkısı olup, doğru yada yanlış katkı koyanlara.
Okudukça, okumak gelse de içimden, hemen akabinden elimi okumak istediğim kitabın üstüne koysam ve içindeki bilgileri hemen yükleyebilsem beynime diye düşünürken, sonradan da iyi ki yüklenemiyor, yoksa sindirilebilir mi, özümsenebilir mi soruları ve yapımıza uymaz düşünceleri eşliğinde yazarken. Önceden ağzı olan konuşuyor derken, parmakları olan yazıyor, hemen arkasından facebooku olan twitterı olan paylaşıyor demeye başladım. Yarın ne getirecek diye de merakım devam ediyor.

Teknoloji baş döndüren bir hızla devam etse de,
Modern (?) binalar, şehirler, evler yaptığımızı düşünsek de,
Eğitimden eğitime koşsak, çok eğitimler aldık desek de,
AB'ye girmek 100 hedefimiz arasından ilk hedefimiz olsa da,
Kılık kıyafetimizi yenilesek, (hatta hergün) farklı imaj içinde olsak da,   farketmiyor.

İnsan faktörünü doğru ele almadığımız sürece, insana insanı tanıtmadığımız sürece, diyorum ki ben ; üzerine ne inşa edersen et, hangi teknolojiyi kullanımına verirsen ver, 38 beden birine 44 beden ceket giydirmişsin gibi komik duracak.

Durmuyor mu zaten?

 
Zeminimiz de ne var?

Toprak zemin de neler neler yetişir. Toprağınızın cinsine göre, killi, kumlu, kireçli yada humuslu diye öğretmişlerdi ilkokulda.

Ağaç da dikilir, her altı ayda yada yılda bir, üründe alınır, binlerce, milyonlarca canlı da beslenir. Ürün kapasitenizde toprağınızın cinsine göre değişir. Olmadı nadasa (dinlenmeye) bırakır bir sonraki yıl daha fazla ürün almayı hedeflersin.

Sonuçta beklersin, neyi mi? kazanmayı...

Ne ekersen de, onu biçersin...

Derken....


Önemli olan nitelikli insan sayısını arttırmak derken....

Nereden başlamalıyız diye düşünürken,
Tek bir yerden, değil hep bir yerden diye yazmak geldi içimden. Tek bir koldan değil, hep bir koldan.
Çok güzel geldi sonrada  kulağıma. Bireysel değil, toplumsal kalkınma. Yıllardan beri yapılmaya çalışılan bireysel gelişim eğitimleri ve kitaplarının yadsınamaz gerçeği. Farklı düşünmeye sevk ediyor. Okudukça, ya evet doğru ancak bunu başka nasıl yapabiliriz diye düşündürmesi. Teşekkürler kendimi tanımamızı sağlayanlara,  tüm yazarlara, eğitmenlere, üzerimizde virgül kadar katkısı olup, doğru yada yanlış katkı koyanlara.
Okudukça, okumak gelse de içimden, hemen akabinden elimi okumak istediğim kitabın üstüne koysam ve içindeki bilgileri hemen yükleyebilsem beynime diye düşünürken, sonradan da iyi ki yüklenemiyor, yoksa sindirilebilir mi, özümsenebilir mi soruları ve yapımıza uymaz düşünceleri eşliğinde yazarken. Önceden ağzı olan konuşuyor derken, parmakları olan yazıyor, hemen arkasından facebooku olan twitterı olan paylaşıyor demeye başladım. Yarın ne getirecek diye de merakım devam ediyor.

Teknoloji baş döndüren bir hızla devam etse de,
Modern (?) binalar, şehirler, evler yaptığımızı düşünsek de,
Eğitimden eğitime koşsak, çok eğitimler aldık desek de,
AB'ye girmek 100 hedefimiz arasından ilk hedefimiz olsa da,
Kılık kıyafetimizi yenilesek, (hatta hergün) farklı imaj içinde olsak da,   farketmiyor.

İnsan faktörünü doğru ele almadığımız sürece, insana insanı tanıtmadığımız sürece, diyorum ki ben ; üzerine ne inşa edersen et, hangi teknolojiyi kullanımına verirsen ver, 38 beden birine 44 beden ceket giydirmişsin gibi komik duracak.

Durmuyor mu zaten?





 

3 Aralık 2013 Salı

2015 yılına kadar olan 8 hedef..

Birleşmiş Milletlerin 2000 yılında aldığı ve Kalkınmaya yönelik
2015 yılına kadar olan 8 hedefi;

Hedef 1 - Aşırı yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması
Hedef 2 - Evrensel ilköğretim sağlanması
Hedef 3 - Cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesi ve kadınların güçlendirilmesi
Hedef 4 - Çocuk ölümlerini azaltmak
Hedef 5 - Anne sağlığını iyileştirmek
Hedef 6 - HIV / AIDS, sıtma ve diğer hastalıklar
Hedef 7 - Çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması
Hedef 8 - Kalkınma için küresel bir ortaklık geliştirilmesi

Dünya Engelliler Günü

3 Aralık 2013
Dünya Engelliler Günü
Sakat, özürlü ve şimdi de Engelli..
Kırmamak, üzmemek adına yaptığımız kelime düzenlemesi..
Kesinlikle katılıyorum. Yürekten kutluyorum. Kutlu olsun.
Farkındalık yaratabilmek adına, yılın bir günü de olsa sorunlarını konuştuğumuz ancak son yıllarda özellikle her kamu kurumunda bir şeyler yapabilme çabası, isteği ve iradesi  öncelikle takdir edilmeli..
Toplumumuzun her kesimi için yapılacak çok şeyler var... Tüm kesimin hakları ve haklarının korunması için...Yaşlılar için, gençler için, çocuklar için, kimsesizler için, şehit aileleri için, gaziler için....

Dünyada %15, Ülkemizde %11 gibi ciddi bir kısmı için de yapılacak çok şey var.. Kalan diğer %89'u içinde...
1- %11 için Önce durum tespiti... (aslında her grup için)
Hangi bölgede, hangi engel grubunda, kaç kişi var, bugüne kadar neler yapılmış.... Bugünden sonra
neler yapılabilir, neler yapılamaz, neler yapılmalı, neler yapılmamalı gerekçeleriyle...
Tespit ettiğimiz grubumuzu bilinçlendirmeliyiz. Onlara haklarını anlatmalıyız.

2- Tespiti yapılan bu engel grupları nasıl oluşmuş, doğuştan mı, sonradan mı?
Bu saatten sonra engelli sayımızın artmaması için neler yapılmalı?

3- %89 içerisinde farkındalık nasıl yaratılmalı ki, neler yapılmalı ki, nasıl eğitilmeli ki, nasıl anlatılmalı ki, nerede gösterilmeli ki diğer ciddi orandaki nüfusu harekete geçirelim.
Hep birlikte yaşamayı öğrenelim. Sahiplenelim.

Demesi kolay gibi ya, yazması kolay gibi ya, uygulamada kolay olmalı.. Bu veya buna benzer bilinçleri nasıl aşılamalıyız. O farkındalık dediğimiz şeyi nasıl oluşturmalıyız. Onları nasıl fark ettirmeliyiz. Toplumun her kesimini nasıl harekete geçirmeliyiz.

Belki Aralık değil haziran, temmuz olmalı (hava şartları açısından) ...
Bayram havasında geçecek olmalı... Belki Dünyanın her ülkesinden temsilcileri gelmeli, temsilcilerimiz gitmeli...  Uluslararası platformda sözcüler olmalı...
Kim ne yaparsa yapsın; önce engellileri, yaşlıları ve çocukları düşünerek yapmalı.

Pazar yeri mi kuracaksınız, ev mi yapacaksınız, okul mu inşa edeceksiniz, otobüs mü alacaksınız, (yapısal sorunlar)
Otobüste engelliler, hamileler için ayrılan yere oturmaması için, engellilere ait yere park etmemesi için bilinçlendirme...(eğitim)
yaşamsal, sağlık ve  kimlik sorunlarını ayrıca ele almak.

sağlıcakla...

 
Birleşmiş Milletlerin 2000 yılında aldığı ve Kalkınmaya yönelik
2015 yılına kadar olan 8 hedefi;

Hedef 1 - Aşırı yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması
Hedef 2 - Evrensel ilköğretim sağlanması
Hedef 3 - Cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesi ve kadınların güçlendirilmesi
Hedef 4 - Çocuk ölümlerini azaltmak
Hedef 5 - Anne sağlığını iyileştirmek
Hedef 6 - HIV / AIDS, sıtma ve diğer hastalıklar
Hedef 7 - Çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması
Hedef 8 - Kalkınma için küresel bir ortaklık geliştirilmesi
3 Aralık 2013
Dünya Engelliler Günü
Sakat, özürlü ve şimdi de Engelli..
Kırmamak, üzmemek adına yaptığımız kelime düzenlemesi..
Kesinlikle katılıyorum. Yürekten kutluyorum. Kutlu olsun.
Farkındalık yaratabilmek adına, yılın bir günü de olsa sorunlarını konuştuğumuz ancak son yıllarda özellikle her kamu kurumunda bir şeyler yapabilme çabası, isteği ve iradesi  öncelikle takdir edilmeli..
Toplumumuzun her kesimi için yapılacak çok şeyler var... Tüm kesimin hakları ve haklarının korunması için...Yaşlılar için, gençler için, çocuklar için, kimsesizler için, şehit aileleri için, gaziler için....

Dünyada %15, Ülkemizde %11 gibi ciddi bir kısmı için de yapılacak çok şey var.. Kalan diğer %89'u içinde...
1- %11 için Önce durum tespiti... (aslında her grup için)
Hangi bölgede, hangi engel grubunda, kaç kişi var, bugüne kadar neler yapılmış.... Bugünden sonra
neler yapılabilir, neler yapılamaz, neler yapılmalı, neler yapılmamalı gerekçeleriyle...
Tespit ettiğimiz grubumuzu bilinçlendirmeliyiz. Onlara haklarını anlatmalıyız.

2- Tespiti yapılan bu engel grupları nasıl oluşmuş, doğuştan mı, sonradan mı?
Bu saatten sonra engelli sayımızın artmaması için neler yapılmalı?

3- %89 içerisinde farkındalık nasıl yaratılmalı ki, neler yapılmalı ki, nasıl eğitilmeli ki, nasıl anlatılmalı ki, nerede gösterilmeli ki diğer ciddi orandaki nüfusu harekete geçirelim.
Hep birlikte yaşamayı öğrenelim. Sahiplenelim.

Demesi kolay gibi ya, yazması kolay gibi ya, uygulamada kolay olmalı.. Bu veya buna benzer bilinçleri nasıl aşılamalıyız. O farkındalık dediğimiz şeyi nasıl oluşturmalıyız. Onları nasıl fark ettirmeliyiz. Toplumun her kesimini nasıl harekete geçirmeliyiz.

Belki Aralık değil haziran, temmuz olmalı (hava şartları açısından) ...
Bayram havasında geçecek olmalı... Belki Dünyanın her ülkesinden temsilcileri gelmeli, temsilcilerimiz gitmeli...  Uluslararası platformda sözcüler olmalı...
Kim ne yaparsa yapsın; önce engellileri, yaşlıları ve çocukları düşünerek yapmalı.

Pazar yeri mi kuracaksınız, ev mi yapacaksınız, okul mu inşa edeceksiniz, otobüs mü alacaksınız, (yapısal sorunlar)
Otobüste engelliler, hamileler için ayrılan yere oturmaması için, engellilere ait yere park etmemesi için bilinçlendirme...(eğitim)
yaşamsal, sağlık ve  kimlik sorunlarını ayrıca ele almak.

sağlıcakla...