9 Mart 2017 Perşembe

İnsan Sermayesi Üzerine


İnsan Sermayesi Üzerine,



      18 ve 19. yüzyıllarda, insan sermayesi üzerinde yeterince durulmamıştır. Ancak 20. yüzyılın sonlarında, bilgi teknolojilerinin hızlı gelişimi ve uluslararası alanda sınırların kalkması olarak bilinen küreselleşme sürecinin yaşanmasıyla insan sermayesi gelişmiş ülkelerde birçok ekonomik çalışmaya konu olmuştur. Bu çalışmalarda, sermaye olarak kabul edilen insani kalitenin, ülke gelişmesindeki payının oldukça yüksek olduğu sonucuyla karşılaşılmıştır. Örneğin, son 20 yıldır İsveç sosyal politikalarında, Clinton yönetimi zamanında, Avrupa Topluluğunda ve hatta Güney Asya ülkelerinde öne çıkan konulardan birisi insan sermayesi olmuştur. Amaç gittikçe artan küresel eşitsizlikler karşısında çıkabilecek çatışmalara karşı uyumu sağlayabilmek için insan sermayesi olarak eğitime verilen önem artmıştır. Ne var ki uyumu yakalamak gittikçe zorlaşmaktadır (Esping-Andersen, 2006:59). Böylece artık sermaye denilince, üretime pozitif katkısı olan maddi ve maddi olmayan sermaye (çeşitli teçhizatlar, sosyal ve insan sermayesi) anlaşılmaktadır. Üretime katılan kişinin bilgi, beceri, tecrübe ve dinamizm gibi değerler insan sermayesi olarak kabul edilmektedir. Bu değerlerin üretime dahil olan diğer faktörlerin daha etkin bir biçimde kullanılmasının yanında, yeni teknolojilerin ortaya çıkarılmasına ve rasyonel olarak kullanılmasına olanak sağladığı belirtilmektedir. 
İnsan sermayesi kavramı bünyesinde; nüfus, bebek ölüm oranları, eğitim ve sağlık harcamaları gibi faktörleri barındırmakta olup, en çok sağlık ve eğitim öne çıkarılmaktadır.

(Eğitim Sosyolojisinden)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder