22 Temmuz 2020 Çarşamba

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?

İstanbul sözleşmesi nedir?
İstanbul Sözleşmesi’nin diğer adı Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’dir. 
Bu sözleşmenin önemi, kadına karşı şiddetin ve aile içi şiddetin sözleşmede belirlenen temel standartlar çerçevesinde önlenmesidir. Aynı zamanda sözleşmeye taraf devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini de belirleyen bir uluslararası insan hakları sözleşmesi olduğunu belirtmek gerekir. Çünkü kadın hakkı demek insan hakkı demektir. Sözleşmede amaç; bir kadına yönelik uygulanan şiddetin sadece tüm kadınlara değil aynı zamanda tüm insanlığa karşı da yapılan bir şiddet olduğunu vurgulamaktır.

Sözleşmede bahse konu amacın yanı sıra 4 temel prensip bulunmaktadır. Avrupa Konseyi tarafından belirlenmiş prensipler şunlardır:
  • Kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi,
  • Şiddet mağdurlarının korunması kapsamında gerçekleştirilen ceza yargılamasının düzgün bir şekilde yürütülmesi,
  • Kadına yönelik işlenen suçların cezasız kalmaması ve suçluların cezalandırılması,
  • Kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, önleyici, koruyucu politikaların tüm kurumlarca yapılacak bir iş birliği ile hayata geçirilmesidir.


Türkiye İstanbul Sözleşmesi’ni 12.03.2012 tarihinde imzalamıştır.  Uluslararası hukukta kadına karşı şiddeti ya da ayrımcılığı yasaklayan pek çok uluslararası düzenleme bulunsa da İstanbul Sözleşmesi, kapsamı ve oluşturduğu denetim mekanizması sayesinde diğer düzenlemelerden farklı bir sözleşmedir. Bağlayıcılığı, ülkeleri bir denetim mekanizmasına tabi tutmaktadır.  Mağdur kadının ailevi bağı olup olmadığına bakılmaksızın ev içi şiddetin (evli olsun olmasın aile ve özel hayat sınırları içerisinde kadının alanını ihlal eden herhangi biri tarafından yöneltilen şiddet) ve kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi açısından şiddetle mücadeleye ilişkin standartlar öngören ve Avrupa ülkelerini hukuki olarak bağlayan ilk uluslararası sözleşme olmasının önemini ayrıca belirtmek gerekir. Mağdur kadının haklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasını ve kadının seçtiği toplumsal kimliği ne olursa olsun ayrımcılık gözetilmeden korunmasını garanti eden ilk uluslararası sözleşmenin toplumumuzda önemi bir hayli fazladır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder