26 Şubat 2014 Çarşamba

HAYATIN İNCELİKLERİ VAR

 

Toplum içinde tek başımıza yaşayamayız.  Toplumla birlikte yaşamak demek, toplumun kabul gördüğü kurallarla yaşamak demek. Öyleyse, toplumun kurallarını, bizden neler istediğini, sonuçlarını bilmek gerekir. Hayatta başarılı olmuş, insanlar tarafından sevilmiş, onurlu ve takdir edilen bir seviyeye ulaşmış insanlar, "hayatın inceliklerini" çok iyi bilen ve çok iyi uygulayan insanlardır.

Ünlü bir idareci ve pedagog olan Nizam-ül Mülk; "Kalpte ve gönüldeki insanlar, kalbe ve gönüle girmeyi bilen insanlardır." diyerek, kalbe ve gönüle girebilmek için, hayatın inceliklerini bilmenin önemine işaret etmiştir.

Hayatta başarılı olmuş, takdir uyandırmış, kalp ve gönüllerde iz bırakmış insanlar, acaba bunu nasıl başarmışlardır? İşte hayatın inceliklerini elde etmenin yollarından bazıları:

1-  Hayatı, toplumu ve insanları iyi okumaya çalışın. Başarılı ve sevilen insanları izleyin. Onların hayat felsefesini öğrenin. O zaman başarının sırrını çözersiniz.

2-  Hayatın ve tutacağınız yolun hakkında tereddüde ve kararsızlığa düşüp de bir ışık aradığınız zaman, fikrini  soracağınız kimseyi iyi seçin. Düşünün ki, isabetsiz bir fikirden hareket ederek verdiğiniz karardan bütün ömür boyu pişmanlık duymanız mümkündür. Fakat isabetli bir fikirden aldığınız ışık da bütün ömrünüzce yolunuzu aydınlatır. (Ali Fuat Başgil)

3-  İradenize hakim olamayacak kadar zevk ve tutkular edinmeyin. Çünkü her insanı hoşlandığı yem ile avlarlar.

4-  Kendinizde cevher olduğuna inanıyorsanız, onu işleyecek bir sarraf bulun.

5-  Her şeye mazeret bulmayı alışkanlık hâline getirmeyin. Unutmayın ki, mazeret bulmayı iyi başaranların, başka bir şeyi iyi başardıkları pek görülmemiştir.

6-  İnsanın ve kitabın dışına aldanmayın, içine bakın.

7-  Kendi sorumluluklarınızı yerine getirin. Ancak o zaman bireyden devlete uzanan çizgide, başkalarının sorumluluklarını eleştirmeye hakkınız olabilir.

8-  Herhangi bir başarısızlıkla karşılaştığınızda, "keşke!" yerine "gelecek sefere" demeyi alışkanlık hâline getirin. Bu perspektif, sizin geleceğinizi belirlemede önemli bir unsurdur. Çünkü "keşke!" kaybolan ümitleri, "gelecek sefere" ise, yeni ümitleri sembolize eder.

9- Yetenek, güç, imkân, tecrübe gibi kendi gerçeklerinize göre standartlarınızı belirleyin. Ve bu gerçeklere uygun olarak, iktisat içinde yaşayıp, insanlara en az muhtaç olacak şekilde hayatınızı yönlendirin. Çünkü huzur ve mutluluğu ancak böyle yakalayabilirsiniz. Unutmayın, hayatında mutsuz ve huzursuz olan kimseler, beş yıldızlı isteklerini, dört yıldızlı yeteneklerle gerçekleştirmek isteyen kimselerdir.

10-  Hayatı, yaşamaya değer bulmayı beklemeyin, hayatı yaşanmaya değer kılmaya katkıda bulunun.

11-  Sevdiğiniz birine, ortaya koymak istediğiniz sevginizi, onun ölümünden sonraya saklamayın. Onu sevdiğinizi kabri başında değil, o hayattayken söylemeniz bir anlam ifade eder.

12-  Bulutta otu, otta sütü, sütte eti, ette ruhu görebilen basiret sahiplerinden olmaya çalışın.

13-  Yün bulmaya gidip de, kırpılmış olarak dönenlerden olmayın.

14-  Sağlıklı bir toplum yapısının ve toplum diyalogunun olmazsa olmazlarından olan nezaketi, hiçbir zaman elden bırakmayın.

15- Bir dostun yetenek ve erdemini gördüğünüz zaman, takdirlerinizi ifade etmeyi ihmal etmeyin. Çünkü, başkalarının yetenek ve erdemini görmemek ayıp, fakat kendi ayıbını görmek ise, hünerdir.

16-  Başkalarının ayıplarıyla uğraşmak gibi bir ayıba hiçbir zaman düşmeyin.

17-  İnsanlarla ilişkilerinizde vücut dilinin inceliklerine dikkat edin. Birine hitap ettiğiniz zaman veya biri size hitap ettiği zaman (ona önem verdiğinizi göstermek için) daima gözlerine bakın.

18-  Gerek evinizde, gerekse de misafirlikte önüne konan yemeği övmeyi ve yapana teşekkür etmeyi unutmayın.

19-  En yakın arkadaşınızla bile şakalaşirken zarif olun. Kaba şakadan hayvan bile hoşlanmaz.

20-  Doğru ve istikamet üzere düşünceler edinmeye bakın. Çünkü düşünceler gayeleri doğurur; gayeler eyleme dönüşür, eylem alışkanlıkları oluşturur, alışkanlıklar da karakterini belirleyerek geleceğini tayin eder.

21-  Başkalarının hataları ve kötülükleri ile uğraşarak ruhunuzu karartmayın. Unutmayın! Düzeltilmesi gereken biricik insan kendinizdir.

22-  Sakın ola ki, öfkeli iken bir şey yapmaya, bir karar vermeye kalkmayın. Unutmayın ki, hiçbir tecrübeli kaptan, fırtınalı havada denize yelken açmayı düşünmez.

23-  Kalbinizin fazla çarpmaya başladığı, kanınızın yüzünüze çıkıp damarlarınızın büyüdüğünü hissettiğiniz anda, konuştuğunuz meseleyi kapatın ve susun. Çünkü bu noktadan sonra konuşmaya başlayan siz değil, hırsınız ve öfkenizdir. Bundan dolayı, o andan itibaren gerçek için değil, kendiniz için uğraşmaya başlarsınız.

24-  Ağlamaktan korkmayın! Zihindeki ıstırap veren düşünceler gözyaşı ile temizlenir.

25- Her olgun insan gibi, duygu, düşünce ve hareket dengesini iyi kurun. Hassas olmak da felâkettir, hissiz olmak da...  Aşkınızı mantığınıza, mantığınızı da aşkınıza  feda etmeyin. Önce düşünün, sonra inanın, en sonunda da harekete geçin. Düşünceniz inancınız ile, inancınız hareketiniz ile, hareketiniz de düşünceniz ile çatışmasın.

26-  Aydınlığı içinizde taşımaya bakın. İşte o zaman karanlıkta bile yolunuzu bulabilirsiniz.

27-  Başkalarının size inanmalarını istiyorsanız, önce siz kendinize inanın.

28-  Özgür olmadığı halde, kendisini özgür sanan nice tutsakların olduğunu unutmayın.

29-  Bir sırrın sorumluluğunu, arkadaşınıza vermeden önce iyi düşünün.

30-  Diken olup ayağa batacağınıza, gül olun da yakaya takılın.

31-  Çektiğiniz acılardan yakınmayın. Çünkü acı, size kendinizi aşmanın, duyuların sınırlı dünyasından kurtulmanın yollarını öğretir.

32-  Farklı olmayı, farklı düşünmeyi tehlike olarak değil, zenginlik olarak algılayın ve bu farklılıklara hoşgörü ile yaklaşın.

33- Gayeleri olan büyük adamlardan olun. Yoksa sadece istekleri olan küçük adamlardan olursunuz. Unutmayın! İnsana, aradığı şeye bakarak değer biçilir.

34- Hayat bir koşudur. Herkes bu koşuya performansı nispetinde katılır. Önemli olan hangi kulvarda koştuğunuzdur. Onun için koşmaya başlamadan önce kulvarınızı iyi seçin.

35- Gözünüz ile değil, yüreğiniz ile hüküm verin.

36-  Önyargılarınızı yargılama cesaretini gösterin.

. 37- İnsanların bazısı yaşamadan ölür, bazısı ise öldükten sonra yaşamaya devam eder. Siz de kısa hayat serüveninde kalıcı bir eser bırakarak ölümsüzleşmeye bakın.

38-  Sözlerinizi dikkatli sarf edin. Ölçün, biçin, öyle konuşun. Unutmayın! Konuşmak ucuzdur ama, geri satın almak pahalıdır.

39-  Öldükten sonra adınızın dillerde "hayırla" yâd edilmesini istiyorsanız, büyük fedakârlıklarda bulunarak, sabırla, azimle iyi bir iş ortaya koymalısınız. Unutmayın ki, âbideleri taşlar değil, işler meydana getirir.

40-  Unutmayın! Doğru ve güzel sadeee sizin-tekelinizde değildir.                                                     . ,     ;::;;^.

41-  Unutmayın! Eğer su kaynağı kendi ruhunuzdan fışkır-mazsa susuzluğunuzu dindiremezsiniz.

42-  Eşit davranarak değil, hakkını vererek "âdil" olun.

43-  Yaptığınız tercihlerin sonuçlarını, tercihlerinizi yaptıktan sonra değil, yapmadan önce düşünün.

44-  Yaşlanın ama paslanmayın.

45-  En büyük terbiyeci olan Rabbimizin "terbiye eden" emirlerine  itaat  ederek  İlâhî  terbiyeden  nasibinizi  alın. (Refik, 2000: 209-213)

Yaşanmış, doğruluğu test edilmiş ve hayatın incelikleri hâline gelmiş bu kurallara dikkat eden bir insanın, toplum içinde başarısız ve itibarsız olması mümkün mü? iman, başarı yolunda insanı sürükler, hedefe taşır. Eğer yerinizde sayıyorsanız, imanınız çok zayıf demektir. Dn.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder